İki Dünya Savaşıyor / Poul Anderson / Kitap
Jack Vance’in En Son Kale’sinden sonra insanın içindeki bilimkurgusal merağa ve açlığa çok iyi gelen İki Dünya Savaşıyor (The War Of Two Worlds)’dan bahsetmemek olmaz. İskandinav kökenli Poul Anderson’un 1959 yılında yayınladığı bu kısacık ama bir o kadar da etkili kitabı değerli kılan şeyi anca sonuna dek okuduğunuzda anlıyorsunuz. O nedenle bu etkiyi betimlemeye çalışmıyorum hiç.
1959 tarihli olup da geleceğin olası durumlarından birini bu kadar gerçekçi anlatabilen, araya aksiyon ve polisiye sosunu katabilen, az miktarda bahsettiği teknolojinin yazıldığı tarihten 50 yıl sonra bile sakil durmamasını sağlayabilen, insani duygu durumlarını es geçmeden bizim için devasa sayılabilecek bir savaşın nedenlerini, anlamsızlığını ve her durumda umut olabileceğini kısa, öz anlatmayı başaran bir yazar ve kitabını okumuş olmak da benim için ayrı bir keyif tabi.
Klasik Bir Savaş…
Poul Anderson’a göre 2040’lı yıllar… Dünya ve Mars arasındaki savaş insanların yenilgisiyle sonuçlanmıştır. Her ne kadar savaşın bir kazananı ve bir kaybedeni olsa da temelde her iki taraf da yenilmiştir. Çünkü iki taraf da ekonomik anlamda çökmüş, sosyal anlamda ağır yaralar almış ve milyonlarca insan ve Marslı ölmüştür. Ay’da ve dünyada üslenmiş olan Marslılar herşeyi kontrol etmekte, dünyalı askerler de evlerine dönmektedirler. Hikaye Brezilya Sao Paolo’da yönetimin üst kademelerinden Marslı Baş Bilge ile başlar. Dünyada büyük sorun çıkaran küçük bir gruptan 2 kişi ölmüş, kadın olan da canlı yakalanmıştır. Kadın Marslı tarafından sorguya çekilir ve hayat boyu hapis edileceği ya da öldürüleceği gerçeğini kabul etmesi istenir. Kadının ardından Marslı yöneticiye grubun içindeki dünyalı (diğeri bir Marslı’dır) Dave Arnfeld’in yazdığı kaçış günlüğü getirilir ve asıl hikaye Arnfeld’in ağzından anlatılmaya başlanır.
Arnfeld’in dünyaya gelişi, Neredeyse sadece kalıntılardan oluşan New York’da tanıştığı genç kadın ve çocuğuyla ailesinden kalma çiftliğe gidişi, çiftliği bölgesel idare binası haline getirmiş Marslı asker Regelin dzu Coruthan ile tanışması ve belli bir noktadan sonra üçünün birden içine düştüğü entrika çemberi sade ve akıcı bir dille anlatılır. Kitabı elinize aldığınızda eğer 1-2 saat vaktiniz varsa bitirmeden kalkamazsınız.
Poul’ün başyapıtı olmasa da…
Yazar Anderson başka yapıtlarıyla Hugo, Nebula, Locus, Pegasus, Prometheus.. ne ödül varsa üçer beşer tane toplamıştır ama İki Dünya Savaşıyor ödülsüz bırakılmıştır. Bence büyük hatadır ve 50 yıl sonra iade-i itibar yapılmalıdır bu kitaba. Okumuş olan herkesin hatırlayacağı ve okuyacak olan herkesin hemen anlayacağı üzere kitap son derece başarılı, sade, ayakları yere basan ve okudukça sanki bütün olan bitenler az önce yan sokakta gerçekleşmiş hissi uyandıran bir kaliteye sahip.
Kitabın baskısı mevcut değil. Ama o yapıştığınız tahtınızdan kalkıp üç-beş sahaf dolaşırsanız bulacağınıza da eminim. Uzun vadeli beklerseniz de Metis Yayınları yeniden basacağını belirtiyor web sitesinde. Ama beklemeyin derim ben.. 3 günlük dünya.. yarın ne olacağımız belli değil. Ertelemeyin hayatı ve merakı.
Unutmadan.. Kitabın ilk baskısının sonunda 1995 yılına dek Türkçe olarak yayınlanmış bilimkurgu kitapları kaynakçası bulunuyor. Tahtınızdan kalkmak için başka bir neden daha size…
Özgün adı: War of Two Worlds
Yazar: Poul Anderson
Çeviri: Güzide Gürbüz
Yayın Yönetmeni: Bülent Somay
Kapak Tasarımı: Semih Sökmen
Kitabın Baskıları:
- Basım: Ocak 1995